Bir Hikayedeki En Önemli Faktör
birbsophone
Kurgundaki dünyayı nasıl inşa ettiğin, ve okuyucuya hayal ettirdiğin; hikayendeki en önemli kategoridir.
Sıklıkla, insana etki bırakan hikayedeki heyecan verici sahne ve anlar ya da sonu değil, kurulan dünyada yaşayan okuyucunun boğucu atmosfer tarafından kucaklandığını hissedebilmesidir.
Ben post apokaliptik, yani “insana zarar veren büyük bir olay sonrası” (örn. bir nükleer savaş sonrası) okumayı severim. Korkunç, karanlık, gri bir dünya kadar kolaylıkla içe çeken başka bir atmosfer yoktur.
Uzayda Piknik’teki gibi, “Bölge“deki tehlike hissi, ya da Metro kitaplarındaki aynı hissin 10 katı, ikisinin keşfettiği bu hisler hikayecilikte fazlasıyla eşsiz; Savunmasızlık.
Ama sadece iğrenç dünyalar değil, mesela Dune, en sevdiğim serilerden, ferah ve gepgeniş dünyasıyla resmen yeni bir evren. Kitapların kendi nabızları var.
Kitap’ta Dünya, okuyucunun baştan sona maruz kaldığı bir faktördür. Hikayedeki büyük bir olay ise sadece anlıktır. İşte bu yüzden en önemli ve nispeten az farkedilen bu kahramanın en önemlisi olduğunu düşünüyorum.
Tabi, bu diğer kategorilerinin değerini hiçbir şekilde azaltmaz. Ana karakter, ya da olayların kendisi de tembellikle yazılırsa tüm hikaye mahvolur.